play_arrow

Sokrates Öncesi Dönem

Anaksimandros ve Anaksimenes

Bilal A. Ekim 25, 2017 4370 1


Background
share close

ANAKSİMANDROS

  • Thales’in çağdaşı ve dostudur. (İÖ 610-547)
  • Matematikçi, devlet adamı, astronom, doğa bilgini, kartograftır (haritacı). Yunan’da ilk defa harita yapmaya teşebbüs etmiştir. Ardından bu haritanın kimi noktasına Miletoslu gezgin Hekataios düzeltmeler yapmıştır.
worldmap
  • Doğa üzerine (peri physeos) isimli bir eser kaleme almıştır. Eserine ait orijinal bir parçası bize kadar gelen ilk filozoftur.
  • Thales gibi ana maddenin, ilk ilkenin veya tözün ne olduğunu araştırır ve bunun Apeiron olduğunu söyler.
  1. Hem nicelik bakımından sınırsız olan hem de nitelik bakımından belirsiz olan anlamına gelen bir yunanca kelimedir.
  2. Kitabından: Var olan şeylerin ilkesi, aperion’dur. Şeyler ondan meydana gelir ve yine zorunlu olarak onda ortadan kalkarlar; çünkü onlar zamanlarının sırasına uygun olarak birbirlerine karşı işlemiş oldukları haksızlıkların cezasını (kefaretin) öderler.
  3. Burada şeylerin birbirinin zıtlarıyla var olduğunu anlıyoruz: sıcak-soğuk Örn: Ateş suyu ısıtıp buhar haline getirmekte ve böylece yok etmektedir. Ama buhar da yağmur olup yere yapmakta ve yanan ateşi söndürmek, yani bir anlamda intikamını almaktadır.
  4. Anaksimandros’un burada bir nedensellik ilkesi gördüğü açıktır ama bu nedensellik suç-ceza ilkesi olarak ortaya çıkıyor. Bir doğa yasası söz konusu ama bu yasa ahlaki yahut hukuki olarak ortaya çıkıyor ve var olmak bir suç ve yok olması da bir cezadır. Kötümser bir dünya telakkisi söz konusu. Sanki aperion’dan kopmak bir suçtur ve cezası yok olarak ona geri dönmektir. Her özel varoluş biçimi her bireysel varoluş, bir başkasının hakkına bir tecavüz, bir gasptır. Burada toplumsal düzenin bir plan değiştirerek doğaya tatbikine şahit oluyoruz. Burada Goethe’nin Mehpisto’su haklıdır: Doğan her şey ölmeğe mahkumdur.
  5. Nasıl ki Thales’in su’yu Hesiodos’un Okeon’unun laik bir yorumuysa, Aperion’un da khaos’un bir seküler bir yorumu olarak okumak mümkündür.
  6. Aristoteles: Her zaman genç, diri, her zaman canlı ve ezeli-ebedi olarak hareketli olan apeiron’dan önce ayrılma veya kopma yoluyla sıcak ve soğuk çıkmıştır. (Antik yunanca’da sıfatlardan isim yapılabiliyor, sıcak -> sıcak şey anlamına geliyor)
  • Dünya genişliği yüksekliğinin üç katı olan bir silindirdir ve boşlukta durur. Dünyanın (evrenin) çevresinde bir ateş kuşağı vardır. Bu ateş kuşağı zamanla çatlamış ve arasına havanın sızmasına imkân vermiştir. İşte yıldızlar bu hava tarafından çevrelenmiş ateş kütleleridir ve yassı silindir (tekerlek) şeklindedirler. Dünya merkezli gök haritası da çizip ay ve güneşin elips yörüngelerini hesaplamaya çalışmıştır.
  • Dünyada önce sadece su vardır, su toprak tarafından emilir ve çekilir. (Karada gördüğü midye kabukları) Canlılık da -bittabi- suda başlamış olmalıdır. İnsan türü önceleri balıkların vücutlarında doğmuş oldukları ve ancak yaşayabilecek bir olgunluğa eriştikleri zaman karaya çıkmış olduklarını ileri sürmektedir. Bunun kaynağında Babillilerin balık-insan efsanelerinden esinlendiği söylenebilir.
ÖNEMİ
  • İlk defa gerçek doğa bilgininin ve bununla aynı zamanda ilk metafizikçinin ortaya çıktığını söyleyebiliyoruz.
  • Doğaya ilişkin kavrayışı efsaneleri bir yana iterek kendi kişisel gözlemleri, deneyleri, sezgileriyle, yani genel olarak akılsal düşünce yoluyla bir açıklama vermeye teşebbüs eden ilk kişidir. Onun dünyası tanrısal iradeler tarafından yönetilmeyen ilk gelişmiş felsefedir.
  • Thales’e kıyasla su yerine aperion’u ileri sürmesiyle tözün kendisinden başka diğer maddeleri ortaya çıkarmasına açıklama getirmeye çalışmış ve bunu bir kural, yasayla formülize etmiştir.
  • Maddenin ortaya çıkışını zıtlarla açıklaması daha sonraki felsefeleri de etkileyecektir. Örn: Herakleitos tarafından geliştirilecektir.

ANAKSİMENES

  • Miletli filozofların sonuncusudur. (İÖ 585-528)
  • Anaksimandros gibi tözün sonsuz olduğunu söyler fakat onun bilinemez değil, bilinir olup hava olacağını söyler. Havanın genleşmesi ve yoğunlaşması onu diğer maddelere çevirir.
  1. Milet okuluna mensup bütün filozofların değişenin altında değişmeyen bir ana madde veya töz aradıklarını ve bu tözün de kendi değişimleri sayesinde diğer varlıkları meydana getirdiği ana varsayımını kabul ettiklerini biliyoruz. Seçilecek (bulunacak) madde dinamik, değişebilen bir şey olmalıydı ve buna uygun akıl yürütülüyordu. Anaksimenes de burada havayı doğru bir seçim olarak görmüş. Daha sonra Aristoteles bu filozofların hiçbirinin ana maddeyi toprak olarak düşünmediğini, yine toprakta değişim olmaması ile izah edecektir.
  2. Bunu seçmedeki diğer neden yunanca’da ruh anlamına gelen psykhe kelimesinin aynı zamanda soluk, nefes, solunan hava anlamına gelmesidir. (Benzer durum nefs ile nefes kelimelerinin aynı kökten çıktığı arapça için de geçerlidir.) İnsanlar nefes aldıkları sürece canlıdırlar, o halde nefes, neftstir veya ruhtur. (Burada henüz bugün kullandığımız anlamıyla bir ruhtan bahsetmiyoruz yalnız, çok ilkel ve çiğ bir ruh anlayışından bahsedebiliyoruz.)
  3. Öte yandan havanın yoğunluğunun maddeyi belirlemesi aynı zamanda niteliğin nicelikle belirlenmesi anlamına geliyor. Bugün biz sıcak veya soğuğu iki farklı şey algılamıyoruz. Sıcaklığı yüksek düşük diye belirliyoruz, bizim için az olan sıcaklığa soğuk diyoruz. Anaksimenes’in yaptığı şey de buna benzerdir, yani modern bilimin yöntem açısından ilk örneklerini görmeye devam ediyoruz. (Aristoteles’te ise durum farklıdır, o maddeleri hafif ve ağır diye tasnif edecek ve doğa bilimlerinin gelişme seyrini uzun bir süre boyunca olumsuz olarak etkileyecektir)
  • Dünya boşlukta değil, hava üzerinde duran bir masa kapağı gibidir diyecektir. Bununla birlikte insanı bir bütün olarak tutan nasıl havaysa her şeyi bir arada tutan da havadır. Gezegen yıldız ayrımını da ilk olarak ortaya atan kişi olan Anaksimenes aynı zaman insandan (mikro kozmos) yola çıkarak bir evren tasarımı da (makro kozmos) ortaya koymaya çalışıyor.
  • Milet okulu, İÖ 494 yılında Milet’in pers tarafından yıkılıp yakılması ile ortadan kalkacak ve felsefe yoluna Büyük Yunanistan diye adlandırılan güney-italya ve sicilya’da ionya felsefesi olarak devam edecektir.
ÖNEMİ
  • İlkçağın en tutarlı kuramı olan atomculuk için zemin hazırlayacaktır.
KAYNAKÇA

İlkçağ Felsefese Tarihi 1. Cilt - Ahmet Arslan
Felsefe Tarihi - Macit Gökberk
Ünlü Filozofların Yaşamları ve Öğretileri - Diogenes Leartius
Antik Felsefe - Walther Kranz
Sokrates'ten Önce Felsefe - Willhelm Capell

Etiketler:.

Rate it
Önceki bölüm
Benzer programlar

Yorumlar

Henüz 1 yorum yapıldı.

Bir Yorum Yazın

Mail adresiniz burada gösterilmeyecektir. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.